Thursday 9 August 2007

Rüzgarla sohbet

Günler rüzgarı beklemekle geçmişti.Çocuk her akşam,gece hatta bazen şafak vaktine kadar odasında rüzgarın gelmesini bekliyor,duyduğu en ufak çıtırtıda onun geldiğini sanıp cama bakıyordu.Beklerken de düşünüyordu rüzgarın söylediklerini; gerçekten bu hayatta nekadarcık tecrübesi vardı ki yaşadıklarını bukadar kolay yargılıyordu.Sonra ne demişti rüzgar? 'tanrı sizlerin sadece kendisini kötü günlerinizde anmanızdan bıktı!!' hakikaten artık eskisi gibi'çok şükür'diyen insan sayısı azalmıştı.Aslında pekde az şey yaşamamıştı çocuk düşündükçe.Çok ufak yaşta ölümlerle,ayrılıklarla,aldatılmayla,yalanla tanışmıştı! Ölümler;katlanılmak zorunda kalınan ani ve acımasız ayrılıklar! Ölen kişinin ne hissettiği bilinmesede arkasında bıraktıkları ya birdaha göremeyecek olmanın bencilliğiyle yada ölümü kötü bir şey farzetmenin cahilliğiyle genelde gözyaşı döküyorlar diye düşündü çocuk.İçtiği sigaranın üstünde bile koskoca yazmışlardı SİGARA İÇMEK ÖLDÜRÜR,ee yani? tamam sigara içmek öldürür ama sonra ne olur?

Düşünme artık bunları,düşündükçe sorguluyorsun sorguladıkça,çıkmaza sürükleniyorsun dedi çocuk kendi kendine.Bu gece yıldızlar nekadar parlak diye içinden geçirdi.Bir yerde okumuştu en yakın yıldıza ulaşmanın milyonlarca yıl süreceğini.Peki ama okadar uzakda parlayan bir şey insana nasıl bu kadar çekici gelebiliyordu? etrafımızda o kadar yakın yıldızlar varken biz neden hep uzaktakilere ulaşmak için uğraşıyorduk? Mesela bu hafta tanıştığı O kömür karası saçlı kız.Adı neydi onun? evet Su.Ne kadar güzel bir ismi vardı kızın.Aslında sadece ismi değil kalbide,kendi de çok güzeldi kızın.Fakat yanlış olan bir şeyler vardı kızda! Uzun uzun konuştuktan sonra ciddi psikolojik rahatsızlıkları olduğunu anladı ama onu hiç yadırgamamıştı çocuk.Çok yanlız bir kızdı Su! bu hayatta hep itilmişti,hep yalanlar söylenmişti ona.Aslında korkuyordu çocuk suyla ilgilenirken.Ya yanlışlıkla o da üzerse Su yu? Ailesi dahil çok kişi anlamıyordu Su yu.Bir konuşmaları sırasında geçmişinden bahsetmişti Su çocuğa.Eski erkek arkadaşının ona yaşattığı kötü olaylardan,hatta hala yaşadıklarının etkisinde kaldığı için onun gittiği mekanların yakınına gidemiyordu.Bir insan böyle bir kıza neden bu kadar kötü davranırdı? neden zulüm çektirirdi anlayamıyordu çocuk.

Özellikle bayanların şiddet görmesine dayanamayan biri olarak,heleki bu kadar saf ve temiz bir kıza yapılan bu haksızlıklara isyan ediyordu.Su'nun tek derdi O adi eski aşkıda değildi aslında.Anlayışsız ve Şiddet yanlısı bir ailesi vardı.Ne dışarı çıkmasına nede başkalarıyla konuşmasına izin vermiyorlardı.Çok şükür ailemden yana bir sıkıntı çekmedim şu ana kadar diye düşündü çocuk.Verdiği bütün kararlarda arkasında durmuştu ailesi çocuğun,hatta bazen yaptığı hatalarda dahi ailesi yanındaydı.Ama Su'nun ailesine heleki abisini baktığında görüyordu ki gerçekten mutsuzluk ailede başlıyordu.Şu insanlar yasaklayarak,sıkarak tutsak ederek ellerine birşey geçmeyeceğini nezaman anlıyacak diye düşündü çocuk.Yasaklar istek doğurur oysa ki.Elma yasaklanmasaydı yenirmiydi acaba diye düşündü? yada sigara yasak olmasaydı,başlama yaşı bukadar erken olurmuydu? Sigara demişken yine çok içmeye başlamıştı çocuk sigarayı.Ama rüzgarla tanıştığı gündeki gibi bir ağırlık yoktu göğsünde.Demekki sigaranın suçu yokmuş diye düşündü.Sigara bütün hastalıkların kaynağı olabilir ama psikolojik çökmenin sebebi olmadığına eminim diye düşündü.Psikolojik sorunlar fizyolojik olanlardan daha çok etkiliyor aslında insanı.Mesela Su, şuan kimseye güvenemiyor,kimseyle konuşamıyor hatta kendine bile güvenemiyor oysa ki nekadar harika bir kız! Üstelik daha 22 yaşında.Hayatnın en güzel yıllarında ona bukadar travmatik acılar yaşatan kişilere nalet olsun!Yanlızlık insanı yiyip bitiriyor diye düşündü çocuk.Tamam belki ailesi kalabalık yada arkadaşları var ama eğer söylediklerin anlaşılmıyorsa,duyguların yok sayılıyorsa yada en önemlisi sen yok sayılıyorsan nasıl yanlız olmazsın ki? yanında destek olucak biri yoksa bütün bu acımasız dünyaya nasıl katlanabilirsin ki? Fakat ne demişti rüzgar? '7 denizden 2 sini görmüşken,bütün hepsine nasıl aşık olabilirsin ki' evet aslında çok doğru bir sözdü bu, yaşamadığın güzellikleri bilemezsin hatta onları göremezsin bile.Ve en önemlisi yaşamadığın acıları anlayamazsın da aynı zamanda.İnsan hep en kötüsünün başına geldiğini düşünür ama aslında çok ama çok daha kötüleri onun karşısına çıkmak için sıradadır.

Bugünde gelmiyecek dedi çocuk,biraz kızgın bir ifadeyle.Aslında belkide rüzgar diye biri yoktur,ben o akşam çok üzgündüm ve nasıl uyuşturucular halisilasyon görmeye sebep oluyorsa vicudumun salgıladığı hormonlarda o gece halisilasyon gösterdi diye de bir cevap verdi bu sorusuna.

-YOK CANIM NE HALÜSÜLASYONU!!

Çocuk cama dönerek rüzgar senmisin? diye seslendi.

-Tabiki benim,Peter Pan olucak halim yok ya!

-Neden bukadar uzun sürdü dönmen? neden kaç zamandır gelmedin?

-Bak çocuk,tamam senle konuşmak güzel,sana yardım etmekte hoşuma gidiyor ama unutma ben rüzgarım tek işim senle konuşmak değil.Hem ben kafama eser kuzeye giderim,canım ister güneye üflerim.RÜZGARIM BEN!

-Ama sen yokken hep seni bekledim ben,Senle konuşacak okadar çok şeyim vardı ki.Ama olsun şu an burdasın ya o da yeter.

-Anlat bakalım neymiş konuşacakların?! diye gürledi rüzgar

Çocuk elindeki çakmağı göstererek

-Önce izin verde lütfen sigaramı yakim,sen estikçe çakmak yanmıyor dedi.

ve sigarasını yaktıkatan sonra devam etti;

-Senin söyledikleri düşündüm bütün hafta,gerçekten sen haklısın,daha çok az şey yaşamışken peşin karar verdim.Aslında okadar çok liman var ki sığınacak hangisinin en iyisi yada en kötüsü olduğunu bilemiyorum.

-NE LİMANI,sen denizcisin, sen sığınmazsın limana.Benimle baş etmeyi,bana ayak uydurmayı bilmelisin.Hatırlıyormusun denize ilk çıktığın günlerde bir fırtına çıkmıştı

-Evet dedi çocuk heyecanla ve devam etti,yer gök bir olmuştu,hem yağmur vardı hemde deli gibi rüzgar esiyordu.Ufacık kayığım fındık kabuğu gibi dalgalara girip çıkıyordu ve ben denizde tek başınaydım.

-Evet işte o havayı ben özellikle çıkardım.Sen gerçekten beni tanı diye o kadar sert estim.Fakat orda,senin bana nekadar saygı gösterdiğini görünce ve beni alt etme çabanı yaşadıkça senin gerçek bir denizci olduğunu anladım.Biliyormusun o kadar sert rüzgarda bana küfür etmeyen bir tek sen vardın denizde! Çünkü sen benim görevimin esmek olduğunu ve bunu yaparken sizlere eziyet vermek için değil mecbur olduğum için yaptığımı biliyordun!

-Evet ama sonuçta o sert havada birçok kişi zarar gördü.Sen bunların sorumluluğunu alırken nasıl rahat ediyorsun?

-Onlarda benim şaka olmadığımı anlasın!! senindavrandığın gibi bana saygıyla davransın! ben tedbirini alan,benimle yaşamayı öğrenen,akıllı davranan kimseye zarar vermem.Ama onlar benle dalga geçerse,kendilerini ellerindeki paraya güvenerek en güçlü sanarlarsa daha çoook zarar görürler!Her neyse şunu söylemek istiyorum,hayatta kendinden başka hiç kimseye sığınamazsın! Elnino dediğiniz kasırgada yada Marry kasırgasında sığındığınız limanlardaki yüzlerce tekneyi evlerinizin çatısına fırlattım bunu daha anlayamadınızmı?

-Peki ama senin şerrinden kurtulmak için ne yapmalıyız? tabiki bir limana sığınacağız. dedi çocuk çaresizce

-Bak küçüğüm,Tabiki sizede hak veriyorum can korkusuyla,ordan oraya koşturuyorsunuz.Ama neden ölmekten bukadar çok korkuyorsunuz onu anlayamıyorum.Aslında ölümsüz olmaktan korkmanız lazımken yüce yaratanın size sunduğu bu lutfu neden beyenmemek gibi bir saygısızlık yapıyorsunuz?

-Nasıl yani,ölüm bir lütuf mu sence diye sordu çocuk şaşırarak?

-Tabiki bir lÜtuf genç dostum,düşünsene ben milyonlarca yıldır dünyadayım.Hatta dünya benle kuruldu.Benim taşıdığım oksijenle hayat buldunuz,benim rüzgarımla çiçekler büyüdü,kuşlar benim nefesimle göç etti ve siz denizciler benim rüzgarımla yol aldınız.Kapadokya dediğiniz yerin mimarı benim.Yada piramitlerinize ben şekil verdim.Ama bütün bunları yaşarken bu dünyanın yavaş yavaş ölmesine de tanık oldum.O kadar mani olmak istememe rağmen hiroşimaya attığınız atom bombasının asit yağmurlarını taşıdım km lerce uzağa.Fırtınalar,tayfunlar yarattım sizin dünyayı ısıtmanız yüzünden ve en kötüsü essemde sitem gördüm sizden esmesemde lanet ettiniz bana.Bukadar iyiliklere vesile olmuşken sadece kötülüklerim anlatıldı hep sizler arasında.Oysa ki sizler gibi ölümlü olsaydım sadece güzel anılarım kalırdı arkamda.Sizler şanslısınız çünkü öldüğünüzde bir bakıma affediliyorsunuz.Oysa ben istemeyerekde olsa yaptığım herşeyin suçunu çekiyorum.HEMDE SONSUZA DEK!

-Hiç bu şekilde düşünmemiştim. dedi çocuk

-Hayatta hep farklı yönlerden de düşünmelisin.

-Rüzgar aslında bu hafta bir kızla tanışdım dedi çocuk.

-Ee,nasıl sana dediğim gibi hep başka denizler varmış tanıyacak değilmi? dedi rüzgar alaycı bi ifadeyle

Çocuk biraz kızgın biraz da mahçup bir şekilde.
-HAYIR,aşık falan değilim sadece arkadaşım o benim. dedi

-Siz insanlara şaşırmamak imkansız,bir insan aşık olduğu kişiyle arkadaş olamazmış gibi davranıyorsunuz dedi.Tamam aşık değilim dersin anlarım ama nedemek aşık değilim arkadaşım! Aşk zaten en yüce arkadaşlık değilmidir çocuk?

-Ya doğru söylüyosunda,alışmış işte dilim.
Dedi çocuk utanarak.

-Neyse anlat bakalım kim miş bu kız?

Çocuk;

-Kızın adı Su.Aslında çok yaralı bir kalbi var ama bir okadar da saf ve temiz.Çok büyük acılar yaşamış gencecik yaşında ve maalesef aileside hiç destek olmamış ona.Aksine bazen ailesi yaşatmış bu acıları.Kimseye güvenmiyor şu an ve maalesef hayata pek umutla baktığıda söylenemez.Ama aslında okadar güzel ve tatlı bir kızki hayatta bütün güzellikleri hak ediyor.

dedi ve sustu,usulca

-Üzüldüm kızcağız için şimdi.İsmi çok güzelmiş.Benim en sevdiğim ortaklarımdan birinin ismini vermişler kıza.Aslında sizlerin işi hiç kolay değil.Kendi tercihiniz olmayan ailenizle yaşıyor ve onların öğrettikleri gibi hayata bakmak zorunda kalıyorsunuz.Nekadar zeki olursanız yada nekadar yenilikçi olursanız olun,onların öğrettiği bir takım şeyler kalıyor sizlerde.Bunlar kimi zaman doğru,kimi zamansa yanlış oluyor fakat siz hepsinin doğru olduğunu sanıyorsunuz!Bak dostum bu kıza hayat kötü davranmış olabilir ama anlattığın kadarıyla rahatça söyleyebilirimki
bütün yaşadıklarını atlatıcakdır bu kızcağız.Üstelik bir yandanda şanslı ki senin gibi bir arkadaşı var yardım edicek.

-Peki ya benim bütün bu yaptıklarım yüzünden bana aşık olursa? ilerde yanlış birşey yaparsam bu sefer onun için daha kötü olmaz mı?

-Hani sadece arkadaştınız dedi rüzgar güldü ve devam etti.sen isteyerek kötü davranmazsın,ayrıca onu yaşatacak kişi de sen değilsin.O, sen ona yardım ettiğin için düzelebilir ama sen ufak bir hata yaptın diye tekrardan bozulmaz merak etme.Senin üstüne düşen bukadar iyi bir arkadaşının yanında olman,destek olman ve görüyorum ki sende bunu yapmaya çalışıyorsunuz.Tanrım siz denizciler diğer insanlardan çok farklısınız.Eminimki yaratan sizi yaratırken aslında insan ırkında istediği bütün iyi yanları size vermiş fakat aynı zamanda doğuştan sonsuz deniz aşkını vererek de cezalandırmış.Bak dostum,o kız la ilerde ne olacağı önemli değil.Önemli olan şu an yardıma ihtiyacı olan bir insana yardım etmen hatta belkide onu kurtarman.Sana olan saygım biraz daha arttı bu davranışından.

-Peki ama,ona yardım etmem için doğru yol nedir sence?

-Doğru yol diye bir şey yoktur bunu bilmiyormusun? sen denizcisin,ben nerden esersem eseyim senin için önemli olan benden keyif almak ve istediğin yere gitmek değilmi? hangi yolu izlediğin önemli değil amaca ulaşan bütün yollar doğrudur.Neyse şimdi benim gitmem lazım.Ben yokken söylediklerimi düşün! ve unutma amacına ulaşırken keyif almaya bak!

Teşekkürler Rüzgar,kendine çok iyi bak ve lütfen gene gel dedi çocuk.

Odanın içinde kağıtlar havada uçuşurken,rüzgar çoktan gitmişti.

Saat çoktan gece 2 ye geliyordu ve ertesi gün erken kalkması gereken çocuk istemeyerek de olsa yatağına yattı.Uyumak üzere gözleri kapanırken.Aklında rüzgarın dedikleri ve kulaklarında o kudretli sesi çınlıyordu.AMACINA ULAŞMAK İÇİN YOL ALIRKEN KEYİF ALMAYA ÇALIŞ!!!

No comments: