Tuesday 17 July 2007

Geçer elbet zamanla(!)

Ne komiktir şu söz değilmi?

Geçer elbet zamanla...

Küçükken,daha doğrusu büyümeye yeni başladığım zamanlarda.Annemle çok tartışırdık,büyüme çağındaki her çocuk gibi.Ben ona istemeden baya ağır konuşurdum, daha sonra ise odama girer yere yüz üstü yatar yerleri yumruklardım.Ben bunları nasıl söyledim diye,döverdim yeri,kapıyı.Sinirim biraz durulunca ise yatağıma yatardım ve Biraz zaman geçsin Unutulur,Geçer elbet derdim.Baksanıza bunca yıl olmuş ben hala unutmamışım.Üstelik yaşadığım bazı olayların sonucu tramvatik durumumdan dolayı 12-13 yaşımdan öncesini fazla hatırlama ma rağmen,bu 'ZAMANLA GEÇİCEK' olayları unutmamışım...

Bazen gerçekten geçtiğini zannettiğimiz şeyler hiç olmadık zamanda karşımıza çıkıyor ve yüzümüze bir tokat gibi çapıyor.Kimi zamansa gece uyku tutmadığında anlamsızca sanki bir film seyreder gibi o 'zamanla geçicek' olayı seyrediyoruz.Geçen hafta 2 gece üst üste uyku tutmadı.Kimbilir belki havanın sıcklığından,belkide akşam yemeğini biraz fazla kaçırdığımdan.

Hep böyle gecelerde çıkar zaten geçmişin hesap adisyonu;Neler seyretmedim ki o uykusuz 2 gecede gözlerim kapalı.Eski aşklar,eski dostlar,eski okullar,ortamlar,rally,yelken,bilardo yani anlıycağınız baya bir kalabalıkdı başım.Eskiyi böyle anarken neler çıktı neler karşıma.

İlk aşkım mesela,Allahım nekadar masum nekadar saf bir duyguydu o ilk aşk.Hiç bişey bilmeden etmeden cafelerde buluşmalar.Eve götürüp 2 sokak ötede ayrılmalar.O ilk öpücük.heeyy gidi heyy.Şimdi neyapıyordur acaba? nerelerdedir?

Sonra Lise yıllarım.Hayatımın en güzel 3 yılı ve lise arkadaşlarım.Birçoğuyla koptuk maalesef ve ben bazen onları gerçekten özlüyorum.Mesela uygur u çok özlüyorum.Bazılarıylaysa da hala görüşüyoruz ara ara,kardeşim yarkın yada hande.Yarkınla hiç kopmadık gibi bişi,kah beraber maçlara gidiyoruz,kah oturup 2 çay içip 2 lafın belini kırıyoruz.

Rahmetli Gürol ustam la geçirdiğimiz mangal ziyafetleri.Yine rahmetli teyzem Ayferle yaptığımız saatler süren muhabbetler,Rahmetli ablam!

Uykusuzluk çok acayip şey,uyumaya çalıştıkça uykun kaçıyor.İşte geçen gece İnsomnia nın gözüne gözüne vurmuşken ve bütün bu geçmişi düşünürken fark ettim ki benim rahatlamamı sağlıyan,uyku düzenine geçiren aslında umutlarım.Daha önemlisi yaşamamın tek amacı olan AMAÇLARIM.

Örneğin;kendimi morfinin dümeninde,adalar seyri yaparken,yada yarışta ana yelkeni tutarken hayal ettiğimde mutlu oluyorum.Yada master ımı bititdiğim günü gözümün önüne getirdiğimde içimi acayip bir huzur kapladığımı fark ettim.

Anlamsız bir şekilde 3 gündür üstüste yazı yazıyorum ve sanırım bu sayfa tarafımdan gösterilen en büyük ilgiyi bu hafta gördü.Hala anlamış değilim,ya içimde çok acayip bir yazma isteği var yada yazacak,paylaşacak çok konum var.

Her neyse ne diyorduk?
Zamanla geçer(!)
Maalesef genelde zamanla geçmiyor! Belki biraz unutuluyor yada alışılıyor problemlere fakat asla zamanla geçmiyor.ZAMAN GEÇİYOR AMA ZAMANLA UNUTULMUYOR MAALESEF...
Hayat bazen çok acımasız olabiliyor.Yapılan tercihleri iyi kestiremezseniz eğer,'Kendim Ettim Kendim Buldum' türküsünü söylemekle yetinmiyor birde içinizde taa derin bir yerlerde bunun acısını çook uzun yıllar çekiyorsunuz.Bazen içinizden tükürdüğünüzü yalamak geliyor ama yiğitliğede bok sürdüremiyorsunuz.İnsanlar ne der ne düşünür diye düşünmeden kendinizi alamıyorsunuz.

Tabii yukarda yazdıklarım hep kendine güveni tam olmayan insanların yaşadıkları.Yani hatalı tercih yapmaktan bahset miyorum tabii ki.Fakat madem tercihinizin yanlış olduğunu size acı verdiğini anladınız.O zaman geri adım atmaktan,hatta geldiğiniz yolu tekrar baştan yürümekten çekinmeden,isteklerinizi yapmak için çabalamalısınız.Hayat zaten yanlışlardan çıkardığımız derslerle öğrenilmiyor mu ki sanki.Bu derslerden çıkan sonuçları uygulamaktansa neden geçer diye beklersiniz hiç anlamıyorum!

Herneyse Sanırım 3 günde baya bir gevezelik yaptım.Bundan sonraki yazı nezaman olur nasıl olur yada olurmu onu bile bilmiyorum.Fakat bildiğim tek gerçek var.Hayat 2. bölümü olmayan,kimi zaman dramatik kimi zaman komik,kimi zaman romantik hatta gerilim dolu oynanan doğaçlama bir sinema filmi.Başrolde bizler varız ve senaryoyu bizler yazıyoruz.Tabiki figüranlar yüzünden birçok aksilik yaşanabiliyor ama günün sonunda montajda o problemleri halledicek olan da yine bizleriz...

Hepinizi şimdilik allaha ısmarladım

No comments: