Monday 7 May 2007

akşamın sıkıntısında yazdım.başlık bulamadım

Bazen insanın geriye dönüp bakmaması gerekiyor sanırım.Özellikle karar verirken geriye dönüp bakmak çok ama çok üzüyor insanı.Kızım Es den maalesef ayılmam gerekiyor.Aslında genelde eşyalar için satmak kelimesi kullanılır ama ben nedense bu kelimeyi Es'e yakıştıramıyorum.Kızım la biz çok şeyler yaşadık, onunla özgürlüğü öğrendim,onunla sevgiyi öğrendim,onunla paylaşmayı öğrendim,onunla çaresiz ken bile ufacık şeylerle avunabilmeyi öğrendim,onunla tek başına konuşmanın bazen 100 lerce kişiyle konuşmaktan bile daha yoğun yaşanabileceğini öğrendim,onunla sevdiğinle beraber bir şey yaratmanın nekadar tarif edilmez duygusunu öğrendim,onunla çok ama çookk şey yaşadım...

Kızımı kendine iyi bakabilecek birine emanet etmem gerekiyor maalesef.Umarım bu şanslı kişi gerçekten Es kızımın değerini bilir ve benim yaşadığım bu tarifi mümkün olmayan duyguları yaşayabilir.

Bu haftanın en önemli konusu tabiki bu kararı almam ama başka mevzularda yok değil.

Geçen hafta msn adresim,sanal alemde hacker denilen,gerçek hayattaki adını ise buraya yazmamın uygun olmadığı bir nevi canlı olduğunu tahmin ettiğim bir şahıs tarafından ele geçirildi.

Bu bayan arkadaş(daha sonra kendisiyle görüşebildik bir arkadaşımın msn i sayesinde) sözde benden bir şekilde zarar gördüğünü ifade eden,ve fakat aynı zamanda benim listemdeki birçok kişiye direk zarar vermeyi amaçlayan, ne adını nede beni nerden tanıdığını sölemeye cesareti olmayan biri.Kimisine saçma sapan mail yollamış,kimisinden adıma kontür istemiş,kimisine aşkını ilan etmiş,bazısına beni nerden tanıdığını sorup peşimi bırakması için tehdit etmiş.Yani anlıyacağınız insani vasıflara sığmayacak bütün hareketleri bir bir yapmış.Ben tabi bir şekilde adresimi geri aldım ve benim adıma yapılan bütün bu kanı bozuk hareketler için özür diledim.

Efendim başka bir gelişmede annemin,almanyadan beri dost olan arkadaşlarının Türkiye ye gelmesiydi.Walter ve Brigitte uzun zaman sonra tekrar ülkemize gelerek bizleri çok mutlu ettiler ancak sanırım biz onları eskisi kadar mutlu edemedik.Walter ağzı açık bir şekilde İstanbulun ne kadar büyüdüğünü ve İstanbulda yaşanan trafik sorununun ne kadar bunaltıcı olduğunda yakındı.Ayrıca sokakların ne kadar çok mutsuz insanla dolduğunun 3 yıl önce geldiklerinde bukadar mutsuz insanı bir arada görmediklerini ve bunun sebebini defalarca sordu.
Şöylr bir düşündümde,taa Almanyada gelen bir misafir bile bu kadar net bir şekilde durumun

vahim olduğunun kararını verebiliyorsa bizler nasıl bunu göremiyoruz? hergeçen gün yozlaşan insani ilişkilerimiz,duygularımızı saklama çabamız,dost olmanın enayi olarak ifade edilmesi,sevginin aşkın paraya dayatılması,karıyer zorlaması yüzünden segmente edilmiş hayatlarımız,bir tarafta aç zavallı insanlar yaşarken diğer tarafta trilyonların havaya eğlence adıyla saçılması,dolandırıcıya beyefendi adam gibi adama zavallı denmesi...

Bize neler oldu böyle? kim bizi bu hale getirdi? neden bu kadar canavarlaştık?
Bu soruların cevabını vermek için biraz daha süre tanıyın lütfen bana,belki diğer yazımda bir kısmını kendimce çözebilirim fakat şu an inanın düşünecek kapasite bende mevcut değil maalesef.Hoş olsada pek bir işe yaramaz ama neyse.

geçen yazı da çok tanınan bir usta şairimizin pek bilinmeyen bir şiirini eklemiştim.gelen tepkilerden gördüm ki bu sayfada şiir paylaşılması şart.en azından 2-3 yazıda bir buraya eklemem gerekiyor.

Hazır yeri gelmişken bu yazıda da büyük usta necati cumalıdan bir şiir paylaşmalıyım,üstelik madem bu kadar İstanbulun,bizlerin değişmesinden konuştuk,bunula ilgili bir şey eklemeliyim.
buyrun bakalım beğenecekmisiniz?

İSTANBULUN SERSERİ ÇOCUKLARI

İstanbul'un serseri çocukları
Birde bu köylerden gelenler
İstanbul'lu hanımlar beylere tasa

Üzülmeyin hanımlar beyler
Cami avlularının güvercinleri
Boğaz sularında yosunlar midyeler
Nasıl uçuyor tutunuyorsa
Sur diplerinin gözü pek ayrık otları
Düz duvara sarılan o bıçkın sarmaşıklar da
Boy atacak yeşerecekler nasıl olsa

İtile kakıla İstanbul sokaklarında
O köylüler öğrenecekler yürümesini
Bir gün gelecek onlar anlatacakalar
İstanbulu'un en doğru en güzel hikayesini

1965

Bu bir gün nezaman gelecek bilemiyorum ama ustanın bu şiirinin üzerinden 40 yıl geçmesine rağmen maalesef hala gelen giden yok...Sanırım uzunca bir sürede olamayacak!

Şimdilik sevgiyle kalın

No comments: