Bugüne kadar hiç 1 gün arayla yazı yazmamıştım.Hatta uzun zamandır burayı baya ihmal ediyor yazmak için zaman ayıramıyordum.Eskiden beri takip edenler bilirler,aslında bu blog günlük yazmak amacıyla kurulmamıştı.Bu blog düzene,yaşanan yanlışların doğru gibi gösterilmesine,saçma sapan adetleri afişe etmeyi amaçlayarak kuruldu.Tabi bir çok yazıda eğer satır aralarını okuyabiliyorsanız bunu görmeniz mümkün.Ama çok az yazıda direk olarak bu konularda yazı yazdım.
Bugün yani 17.07.07 tarihinde uzun zamandır tanıdığım,aramızda çok yaş farkı olmasına rağmen dostum olarak nitelendirebileceğim sevgili şansal ağbim bu dünyaya veda etti.Yine beni tanıyanların bileceği gibi ben ölümlere çok ama çok alışığımdır ve beni çok az etkiler.Değişen bişey olmadı aslında.Şansal ağbimin ölüm haberini alınca tabi ki üzüldüm ama beni çokda derinden etkilemedi.Kimbilir belkide bünyem alışmıştır bu tip olaylara yada okadar çok iğrenç olay arasında bukadar doğal ve masum bir hadise sadece mecburiyet kavramını yaşamamı sağlamıştır.
Şansal ağbi hayatta tanıdığım en mutlu insanlardan biriydi.İnanın ben onu hiç üzüntülü görmedim.Onunla ertan ağbinin dükkanının önünde tavlada gazozuna 5 yapışımızdan tutunda ben daha 15 yaşımdayken bilardoda bana yenilmesine kadar(hala hile yaptığımı idda ediyordu!) hep mutlu olarak hatırlıyorum onu.Şansal ağbi gazetecilik okumuş kendi değimiyle 2.5 kuruşa ayaklı gazete satarak işe başlamış.Uzun seneler ilaç propogandistliği yaptıktan sonra burdan da emekli olmuştu.Günlerini ertan ağbinin yanında saat tamiri yaparak,yada komuşularının elektronik aletlerini taamir ederek geçiriyordu.Basit bir hayatı vardı anlıycağınız.Hem okurdu hemde öğrendiklerini anlatırdı.Etrafında mutsuz insan olmasına dayanamaz muhakkak o kişinin keyfini yerine getirirdi.Kah motorsikletiyle kah radyolu(!) bisikletiyle beşiktaşta ordan oraya gezer yardım ederdi dostlarına.Bu basit hayatta 2 kız çocuğu yetiştirdi ve üniversiteye gönderdi.Enteresan olan bana bugüne kadar hiç bir derdinden bahsetmediği.Benimde nasıl olduysa hiç sormak aklıma gelmemiş.Ölmeden 10 gün önce kendini odasına kapamış şansal ağbi.Yanına kimseyi almamış.Zarzor 45 yıllık dostu ertan ağbi içeri girmiş ve doktora götürmek istemiş.Şansal ağbi 'gerek yok ertan,zamanım az bırak rahat ediim demiş'' ama tabiki hastaneyede gitmiş.Hastanede kanı eksik demişler iyi bakın evde die öğütlemişler.Aradan 2 gün sonra ertan ağbiye telefon açmış şansal ağbi;Ertan havalar çok sıcakladı benim zincirlikuyudaki mezarlığı birine verde tarabyadan boğaza karşı bir mezar bulun bana rahat ediim demiş.Yani anlıycağınız ölümüne 7-8 gün kala bile espiriyle,neşeyle mesaj vermiş bizlere.Yarın öğle namazına mütakip barbaros camiinde cenazesi kalkıcak.Eminim ki ağlıyanlar olucak ama şunada eminim ki şansal ağbi bu ağlayanlara bakıp belkide ilk defa bu kadar derinden üzülecek...
Aslında keşke bizde o nun kadar şanslı olsak.Şansal ağbi gibi sadece hayattan zevk alsak.Hiç bir gam,tasa,dert hissettirmesek yakınlarımıza.1 Evi 2 emekli maaşıyla gayet güzel geçindirebilsek.
Dedim ya ölümlere alıştı bu bünya diye.Bu saatten sonra sadece onların yanına gideceğim ana kadar vedalaşmışım gibi hissediyorum artık.Ve biliyorum oralarda bir yerlerde tombikle 1 kez daha gazozuna 5 atmak isteyen bir şansal ağbi var.Biliyorum oralarda bir yerlerde yanındakilere neşe kaynağı olmaya gitmiş ve şimdilik geride kalanlara eywallah demiş bir ŞANSAL VAR...
GÖRÜŞMEK ÜZERE ŞANSAL AĞBİ.BU TOMBİK SENİ ÇOK ÖZLEYECEK...
Monday, 16 July 2007
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment